Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölüm öğretim üyesi Prof. Dr. Nesrin Yıldız, 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla yaptığı değerlendirmede, “Sağlıklı şehirler; sürdürülebilir arazi yönetimi, güçlü ekosistemler ve bilim temelli planlama ile mümkündür” dedi.
Uluslararası günler ve haftaların, halkı endişe verici konularda bilgilendirmek, küresel sorunları ele almak için siyasi irade ve kaynakları harekete geçirmek ve insanlığın başarılarını kutlamak ve pekiştirmek için özel günler olduğunu belirten Prof. Dr. Nesrin Yıldız, “Uluslararası günlerin varlığı Birleşmiş Milletler’in kuruluşundan öncesine dayanır, ancak BM (FAO) bunları güçlü bir savunuculuk aracı olarak benimsemiştir. Toprakların tarımsal kalkınma, ekosistem işlevleri ve gıda güvenliği açısından oynadığı rol hakkında küresel farkındalığı artırmak amacıyla her yıl 5 Aralık’ta Dünya Toprak Günü’nü kutluyoruz. Birleşmiş Milletler
“Topraklarimiz sessiz müttefiklerimizdir”
Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 2014 yılında resmi bir uluslararası gün haline geldi” diye konuştu.
“Tarımsal kalkınmada, Gıda güvenliğinde ve ekosistem regülasyonunda topraklarimiz sessiz müttefiklerimizdir” diyen Prof. Dr. Nesrin Yıldız, “Müttefikler statik değil dinamiktirler. Gıdalarımızın yüzde 95’i topraklardan elde edilir. Toprakların yüzde 33’ü bozulmuştur. Sadece 2-3 cm’lik bir toprak tabakasının oluşması 1000 yıla kadar sürebilir. Topraklar, bitkiler için gerekli olan 18 doğal kimyasal elementin 15’ini sağlar. Bir çorba kaşığı toprakta, dünyadaki insan sayısından daha fazla canlı organizma bulunur. Dünya çapında 2 milyar insan, gizli açlık olarak bilinen mikro besin eksikliğinden muzdariptir. Sürdürülebilir toprak yönetimi ile yüzde 58’e kadar daha fazla gıda üretilebilir. Toprak, Dünya’daki türlerin yaklaşık %59’una ev sahipliği yapmaktadır. Günümüzde artan nüfusa karşılık tarıma elverişli “kıt” toprakların konut ve ticari amaçla istilası tarım topraklarına uygulanan bir baskıdır” şeklinde konuştu.
Toplumsal farkındalık önemli
Prof. Dr. Nesrin Yıldız, açıklamasında daha sonra şunları kaydetti; “2025 yılı Dünya Toprak Günü teması kentsel topraklara odaklanıyor. Sağlıklı şehir, Sağlıklı toprak, Doğru planlama, Toplumsal farkındalıkla olur. Sürdürülebilir toprak yönetimi uygulamaları, erozyonu ve kirliliği azaltır, su sızmasını ve depolanmasını iyileştirir. Ayrıca toprak biyolojik çeşitliliğini korur, verimliliği artırır ve karbon sekestrasyonuna (birikmesi, depolanması) katkıda bulunarak iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynar. Ancak toprak dendiğinde aklımıza hemen hemen her zaman kırsal alan ve doğa gelir. Kentsel toprağın da temel bir unsur olduğunu nadiren düşünürüz. Sağlıklı şehirler; sürdürülebilir arazi yönetimi, güçlü ekosistemler ve bilim temelli planlama ile mümkündür. Toprak sağlığını korumak; hem bugünün şehirlerini güçlendirir hem de geleceğin iklim dirençli kentlerini sağlar. 2025 Dünya Toprak Günü, “Sağlıklı Şehirler İçin Sağlıklı Topraklar” temasıyla kentsel peyzajlara odaklanıyor. Asfaltın, binaların ve sokakların altında, geçirgen yağmur suyunu emmeye, sıcaklığı düzenlemeye, karbonu depolamaya ve hava kalitesini iyileştirmeye yardımcı olan toprak bulunur. Ancak bitki örtüsüyle kaplı değilse; çimentoyla kapatıldığında bu işlevlerini kaybeder ve şehirleri sel, aşırı ısınma ve kirliliğe karşı daha savunmasız hale getirir.Toprak restorasyonu kentsel alanlarda tabandan harekete geçilmesi çağrısı ile; daha iyi sağlık ve daha güçlü refahın anahtarı olabilir. Sağlıklı topraklar gelişen şehirlerin temelidir. Gıda üretimini desteklemekten sel kontrolüne kadar, toprak sandığımızdan daha önemlidir”
Sağlıklıklı topraklar konusunda neler yapılabilir
Prof. Dr. Nesrin Yıldız, Sağlıklı şehirler için sağlıklı topraklar konusunda neler yapılması gerektiği konusunda ise şu bilgileri aktardı; “Kentsel planlama ve altyapıda toprağı koruyucu uygulamalar: Geçirgen yüzey kullanımının artırılması, Beton/asfalt yerine geçirgen kaldırım taşları, çim taşları, doğal zemin kaplamaları; Yağmur suyunun toprağa süzülmesi sel riskini azaltır, yeraltı su kaynaklarını besler. “Toprak koruma odaklı” imar planları, Yeşil alanların korunması, genişletilmesi, Yapılaşma sırasında üst toprak (toprağın en verimli 30 cm’lik kısmı) çıkarılıp yeniden kullanılması, Kentsel tarım alanlarının korunması, Şehir içi bostanlar, topluluk bahçeleri, hobi bahçeleri, topraksız tarım pratikleri, Kentsel tarım hem toprağı işler, hem de organik madde döngüsünü destekler. Kentsel topraksız tarım aktiviteleri su ve arazi kıtlığına çözüm.
Erozyon ve arazi bozulmasını önleme; Eğimli alanlarda teraslama ve bitkilendirme, Erozyonun yoğun olduğu şehirlerde (Erzurum gibi eğimli arazilerde) bitki örtüsü ve teraslama şarttır. Doğal bitki örtüsünün korunması, Park, yol kenarı, dere yatağı gibi alanlarda doğal türlerle (cover crop) bitkilendirme, Ani yağışlarda yüzey akışını azaltır, toprağı bağlar.
Toprak organik maddesinin artırılması; Kompost üretimi ve kullanımı, Evsel organik atıkların kompost sistemiyle dönüştürülmesi, Belediyelerin şehir kompost merkezleri kurması, Toprağın su tutma kapasitesini ve verimliliğini artırır. Malçlama (mulching), Ağaç ve çalı diplerinde organik malç kullanımı, Toprağın nemini korur, sıcaklık dalgalanmalarını azaltır.
Kirlilik ve kimyasal baskının azaltılması; Toprak kirliliğinin izlenmesi, Ağır metal analizleri, Sanayi alanları, eski depo bölgeleri, yol kenarları riskli noktalardır. Pestisit ve kimyasal gübre kullanımının sınırlandırılması, Belediye park-bahçe çalışmalarında biyolojik mücadele yöntemi, Kentsel tarımda kontrollü gübre kullanımı, Sanayi atıklarının ve atık suların toprağa sızmasının engellenmesi.
Kentsel yeşil alanların artırılması; Kent ormanları, yeşil koridorlar, yeşil çatı ve dikey bahçeler, Biyoçeşitlilik artar. Toprak bağlı ekosistem hizmetleri (su, karbon depolama) güçlenir. Ağaçlandırma programları, Yerel ve iklime uyumlu türlerle, Özellikle su tutma kapasitesi yüksek topraklarda planlı dikim, Su Yönetimi – Toprak İlişkisi, Yağmur bahçeleri (rain garden) kurulması, Yollardan gelen yağmur suyunu tutan, filtreleyen mini havzalar, Hem taşkınları hem kirliliği azaltır.Yağmur suyu hasadı, Evlerde, sitelerde ve kamu kurumlarında sulama ihtiyacını düşürür, toprakta gereksiz tuzluluğu engeller. Bilimsel İzleme ve Veri Yönetimi, Şehir Toprak Haritaları oluşturulmalı, Organik madde, pH, tuzluluk, geçirgenlik gibi parametrelerin haritalanması, Belediyelerin planlama kararlarını bilimsel temele oturtur. Düzenli toprak analiz programları, Parklar, refüjler, yeşil alanlar, kent tarımı alanları için yıllık analiz, Eğitim, Farkındalık ve Toplumsal Katılım, Okullar için Toprak Eğitimi Programı, Basit toprak analizleri, kompost atölyeleri, Çocuklarda çevre bilinci oluşturur. Topluluk Bahçeleri, Mahalle bazlı tarım alanları, Toplumun toprağı kullanması sahiplenmeyi artırır.
Kentleşme gün geçtikçe artıyor
Yapılan araştırma sonuçları göstermiştir ki; Kentleşme gün geçtikçe artmaktadır. İnsanların yaklaşık üçte ikisi kentlerde yaşamaktadır. Kentleşmenin artması, kentsel alanlarda hem doğal hem de kültürel peyzaj kaynaklarına büyük baskılar oluşturmaktadır. Bu sorunların çözülmesi için mavi-yeşil altyapı kapsamında yapılacak doğru ve etkili planlamalar, küresel baskıları azaltamayı sağlayacaktır. Erzurum’daki mavi-yeşil altyapı bileşenleri değerlendirilmiştir. Kişi başına düşen mevcut aktif yeşil alanların (86,43 ha) 2,28 metrekare olduğu kentte mavi-yeşil altyapı bileşenlerinden, kentsel yeşil alanların yetersiz olduğu sayısal olarak görülmektedir. Ayrıca Erzurum kentinde diğer bileşenlerin de yetersizliği belirlenmiştir. Bu sebeple mavi-yeşil altyapı bileşenlerini artırmaya yönelik önerilerde bulunulmuştur. Sürdürülebilir arazi ve toprak yönetimi üzerine disiplinlerarası diyaloga katkıda bulunmak için tüm paydaşlar bir arada bu konuda çabalamada tek yürek olmalıyız. 2050 yılına kadar insan nüfusunun yüzde 70’inin şehirlerde yaşaması beklendiği için, kentsel toprağın da temel bir unsur olduğunun bilincinde olmak umuduyla 5 Aralık Dünya günümüz kutlu olsun.”
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ TOPRAK BİLİMİ VE BİTKİ BESLEME BÖLÜM ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. NESRİN YILDIZ, 5 ARALIK DÜNYA TOPRAK GÜNÜ DOLAYISIYLA YAPTIĞI DEĞERLENDİRMEDE, “SAĞLIKLI ŞEHİRLER; SÜRDÜRÜLEBİLİR ARAZİ YÖNETİMİ, GÜÇLÜ EKOSİSTEMLER VE BİLİM TEMELLİ PLANLAMA İLE MÜMKÜNDÜR” DEDİ.

