Tarihe ve Kitaplara Adanmış Bir Mekân
Özcan Akbaş, uzun yıllardır biriktirdiği nadir tarih kitaplarını ve edebi eserleri sergileyerek, kitap severlere yeni bir deneyim sunmayı hedefliyor. Kitap bünyesinde yalnızca satış değil, aynı zamanda tarih sohbetleri, yazar buluşmaları ve çay-kahve eşliğinde okuma etkinlikleri düzenlemeyi planlıyor. Mekânın bir bölümü ise arşiv niteliğindeki özel koleksiyon kitaplarına ayrılmış durumda. Bu bölümde Osmanlı dönemine ait eserler ve tarihi haritalar gibi nadide parçalar yer alıyor.
“Tarih, Kitaplarla Yaşar”
Özkan, “kitap tutkusu ne zaman başladı?” sorusuna şunları söyledi:
”İnsanın çocukluğuna inmek lazım derler. İlkokulda okurken koltuğumda kitaplarla gezerdim, arkadaşlarım gülerdi bana, “İşte biz top oynamaya gidiyoruz, şunu bunu yapmaya gidiyoruz. Sen niye böyle hikaye kitapları koltuğunda geziyorsun?” Yani adeta her zaman insanların gözünde bu durum ilişirdi. Tutku orada o zamanda vardı. Hayallerimden birisi de bir kütüphane kurmaktı. Eğitim diline de başlayınca tabii kitap da eğitimin temel ham maddesi, o yüzden kitapla ilgili olduğu günden beri var zaten. Şiiri lise birden beri yazıyorum. Yayınlanmış 2 tane şiir kitabım var, birisi 1995 yılında “Gidiyorum” adında şiir kitabı yazmıştım. İkincisi ise, 2007’de “Hazan Rüzgarı” adını taşıyan bir şiir kitabım var. Yani şiir 2 tane bastırdık. Bundan sonra Allah nasip ederse hedefim branşımla ilgili bir tarih kitabı yazmak ama edebiyatı da çok seviyorum.
Çok sayıda şiir yazdım, aşağı yukarı 500 tane vardır. Sene 94 yılıydı, yani bundan tam 30 yıl, 31 yıl önce, dedim her şeyle ilgili şiir yazıyorum. Bayburt’a ilgili niye yazmıyorum? Fakat bu konuda tabii daha önce bir tecrübem yoktu. Bir gün oturdum, böyle bir şiir yazdım ama tabii şiiri cebime koydum, tanıdığım arkadaşlara götürmüştüm. Şiiri arkadaşlara gösterdim. Kim yazdı bunu diyorlar, bilen birisi yazmış işte falan dedim. Kendi şiirim olduğunu da söylemedim çünkü şiirimin iyi olduğundan emin değildim. Hani olumsuz bir eleştiri almaktan değil de, tarafsız yaklaşamazlar diye. Okuyanlar çok güzel, bu şiiri sen mi yazdın? dediler. “Evet, ben yazdım,” dedim. Sonra bunu tabii dergilerde yayınlandı. Hatta Bayburt Belediyesi 1995 senesinde Bayburt konulu bir şiir yarışması düzenlemişti, bu şiiri oraya gönderdim, orada da derece almıştım.”
Şiirlerinden biri şöyledir:
Bayburtlu
Örfe, geleneğe bağlı bir yöre,
Asla benliğinden,caymaz Bayburtlu.
Farklıysa adetin,bilmezsen töre,
Herkesi hemşeri,saymaz Bayburtlu.
Altmış dokuz yazar,her bir taşında,
Hikaye dinlerken,tandır başında,
Top patlasa bile,duymaz Bayburtlu.
Erişte,galacoş,eşki lahana,
Yahniden,kuymaktan,doldur sahana,
Öyle bir tabakla,doymaz Bayburtlu.
Cameş,katırı var,yoksa devesi,
Bin kişi gelse de,sönmez hevesi,
Misafir etmeden,koymaz Bayburtlu.
Yazın çayırlarda,boğa güreşi,
Yetmiş beşlik nene,çevirir teşi,
Yünlülerden başka,giymez Bayburtlu.
Daha bilmem nice var oyunları,
Buzun üstünde de,oynasa barı,
Şaşırır kalırsın,kaymaz Bayburtlu.
Güzel yöremizin,tam tutkunuyuz,
Yiğit Genç Osman’ın öz torunuyuz,
Sanmayın canına,kıymaz Bayburtlu
Tarihi Kitapların Bu Adresi: Tarih ve Edebiyat Evi
Adres: Şeh hayran mah. Osman okumuş caddesi, Reyhan pasaji No:13