Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Obezite ve aşırı kilonun sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuğçe Arabalı, sağlıklı pişirme yöntemlerini ve beslenme alışkanlıklarını vurguluyor.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuğçe Arabalı, obezitenin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, kızartma yerine sağlıklı pişirme yöntemlerini, atıştırmalık olarak da meyve ve kuruyemişi öneriyor. Yağ oranını azaltmaya vurgu yaparken, sağlıklı yaşamın kilo kontrolüyle ilişkilendirilerek sağlık risklerini ele alıyor.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuğçe Arabalı, obezitenin sağlık üzerindeki olumsuz

Obezite ve aşırı kilonun Tip 2 diyabet, kalp ve hipertansiyon, felç gibi riskler taşıdığına dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuğçe Arabalı kızartma yerine haşlama, buharda pişirme, ızgara, hava fritözü veya mikrodalgada pişirme yöntemlerini tavsiye ederek, “Cips, çikolata, kek ve bisküvi gibi atıştırmalıklar yerine meyve, kuruyemiş, cacık, protein barları tüketin” dedi.

Acıbadem Bodrum Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuğçe Arabalı, 4 Mart Dünya Obezite Günü dolayısıyla “sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi” olarak tanımladığı obezite hakkında önemli bilgiler verdi. Sağlığı etkileyen asıl faktörün kilonun kendisinden çok, vücuttaki yağ miktarı ve bu yağın depolandığı yer olduğuna dikkat çeken Diyetisyen Arabalı, “Vücut yağ seviyeleri genellikle kilo ile ilişkili olduğu için sağlık uzmanları kilo değişimlerini vücut yağındaki değişiklikleri izlemek için kullanır. Bu nedenle kilo yönetimi aşırı vücut yağını azaltmada önemli bir kriter olarak değerlendirilir” dedi. Aşırı kilo ve obezitenin yalnızca beslenme ve fiziksel aktiviteyle ilgili olmadığını vurgulayan Arabalı, “Kilo ve obezite genetik faktörler, sağlık şartları, ilaçlar ve stres gibi unsurlarla ilişkilidir. Bununla birlikte yaşadığımız çevre, beslenme alışkanlıklarımızı ve fiziksel aktivite seviyemizi doğrudan etkileyerek zamanla kilo artışına neden olabilir” diye konuştu.

“Bel boy oranı önemli bir gösterge”

Vücut ağırlığını değerlendirmek için Vücut Kitle İndeksi (VKİ) ve Bel-Boy Oranı’nın kullanıldığını belirten Diyetisyen Arabalı VKİ’ye göre 25 üstünün aşırı kilolu, 30 üstünün obez kabul edildiğini söyledi. Bel-boy oranının bel ölçüsünün boy ölçüsüne bölünmesiyle bulunduğunu aktaran Diyetisyen Arabalı 0,5 ve üzeri oranların, kalp hastalıkları ve diyabet gibi riskleri arttırdığını, yine özellikle mide çevresindeki yağlanmanın da risk taşıdığını sözlerine ekledi.

“Diyabet, kalp, tansiyon ve felce yol açabilir”

Diyetisyen Arabalı yüksek bir VKİ veya bel-boy oranıyla birlikte kişinin fiziksel aktivite, uyku kalitesi, yenen yiyecek türleri, alkol alımı, sigara içme alışkanlıkları veya stres seviyeleri gibi faktörlerin de değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Ancak aşırı kilo ve obeziteyle yaşamanın Tip 2 diyabet, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, koroner kalp hastalığı, felç, meme, bağırsak ve rahim gibi bazı kanser türleri, metabolik sendrom, astım, safra kesesi taşları, osteoartrit, karaciğer ve böbrek hastalıklarına yol açabileceğini ifade etti. Bunlarla birlikte depresyon gibi ruh sağlığı sorunlarına neden olabileceğini, doğurganlığı etkileyebileceğini, gebelik diyabeti ve gebelikte yüksek tansiyon gibi komplikasyon risklerini artırabileceğini ifade etti.

Kilomuzu yönetmenin; Tip 2 diyabet, koroner kalp hastalığı ve bahsedilen kanserlerin gelişme riskini düşürmeye yardımcı olabileceğini anımsatan Diyetisyen Arabalı, gelişmiş özgüven ve özsaygı, azalmış nefes darlığı ve terleme, artan enerji, daha az eklem ağrısı, daha az horlama ve uyku apnesi dahil daha iyi uyku, daha az hazımsızlık, mide ekşimesi ve asit reflüsü, erektil disfonksiyonda iyileşmeler, azalmış idrar tutamama ile polikistik over sendromu (PCOS) semptomlarından kurtulma gibi olumlu sonuçlara götüreceğini ifade etti.

“Et yerine bakliyat tüketin”

Kilo vermek için yapılabileceklere değinen Diyetisyen Arabalı yemekleri planlamak ve alışveriş listelerini yazmanın markette sadece ihtiyaç duyulan malzemeleri satın almaya yarayacağına işaret ederek aynı zamanda işlenmiş yemekler, fast food veya paket servis alma eğiliminin de bu şekilde azalabileceğini dile getirdi.

Sebze ve meyvelerin öneminden bahseden Diyetisyen Arabalı, “Daha fazla sebze ve meyve yiyin. Günde en az beş porsiyon yiyin ve yemeklerinizi ilginç kılmak ve diyetinizdeki vitamin ve mineral yelpazesini artırmak için seçimlerinizi çeşitlendirin. Eti bütçe dostu bitkilerle değiştirin, acı biber, lazanya veya köri gibi bazı favori yemeklerinizi vejetaryen seçeneklere dönüştürün veya etin bir kısmını fasulye, mercimek, nohut veya tofu ile değiştirin, örneğin bir acı biberde daha az kıyma ve daha fazla fasulye kullanın. Bitkisel gıdalar etten daha az kalori ve yağ içerir, ancak baklagiller gibi birçoğu yine de protein açısından yüksektir. Ayrıca, bizi doyurmaya yardımcı olan lif içerirler” diye konuştu.

“Pirinç ve beyaz makarna yerine kahverengi karbonhidrat tercih edin”

Diyetisyen Arabalı kızartma yerine haşlama, buharda pişirme, ızgara, hava fritözü veya mikrodalgada pişirme yöntemlerini tavsiye ederek yarım yağlı süt, az yağlı peynir ve az yağlı yoğurt gibi az yağlı süt ürünlerin daha sağlıklı olacağını söyledi. Yine beyaz makarna, pirinç, erişte ve ekmeği kahverengi olanlarla yani daha koyu renkli karbonhidratlarla değiştirmeyi çünkü içerdikleri ekstra lif sayesinde bunların daha doyurucu olacağını ifade etti. Gıda okuryazarlığının öneminin altını çizen Diyetisyen Arabalı şunları dile getirdi:

“100 gramlık bir üründe 5 gramdan fazla şeker, 5 gramdan fazla doymuş yağ, 0.31 gramdan fazla tuz bulunmamasına dikkat edin. Kalori değeri yüksek içecekler içmeyin, susuzluğunuzu su veya kalorisiz içeceklerle giderin. Ayrıca kalori dolu olmalarına rağmen diyete genellikle hiçbir besin eklemedikleri için alkollü içecekleri sınırlamak da mantıklıdır. Cips, çikolata, kek ve bisküvi gibi atıştırmalıklar yerine meyve, kuruyemiş, cacık, protein barları tüketmeye çalışın.”