Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Yozgat’ta 19. Yüzyılda Büyük Felaket: Kıtlık ve Sonuçları

1873-1875 arasında yaşanan büyük kıtlık, Yozgat ve Osmanlı Devleti’ni derinden etkiledi. Prof. Dr. Taha Niyazi Karaca’ya göre, bu felaket sonrasında devlet dış borçlarını ödeyemez hale geldi ve 93 Harbi gibi tarihi olaylar başladı. Kıtlık, bölgenin ve toplumun yaşam biçimini kalıcı şekilde değiştirdi.

1873-1875 arasında yaşanan büyük kıtlık, Yozgat ve Osmanlı Devleti'ni derinden

19.yüzyılda Yozgat’ta yaşanan ve felaket boyutuna ulaşan kıtlık hem Osmanlı Devleti’ni hem de yöre halkının yaşam biçimini etkiledi. Yozgat’ın günümüzdeki yemek kültürünün temelleri oluşurken 93 harbi tetiklendi.

Yozgat Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taha Niyazi Karaca, Yozgat tarihindeki en büyük kıtlığın 1873-1875 arasında yaşandığını söyledi. Yüzbinlerce büyükbaş ve küçükbaş hayvanın telef olduğu, on binlerce insanın hayatını kaybettiği bu dönemin, 1873 yılında yaşanan iklim değişikliği ile başladığına dikkat çekti. 1873 yılının aşırı kurak geçmesi, 1874-1875 yıllarında ise yoğun kar yağışına bağlı olarak aşırı soğuk geçmesi, ekilecek tohumların yenilmesi ve yeni ürün elde edilememesi nedeniyle insanların ve hayvanların yiyecekleri tükendi. Aşırı soğuk ve tahıl yetersizliğine bağlı olarak insanlar ve hayvanlar hayatını kaybetti.

“Bölgede nüfusun yüzde 60’ı eksilmişti”

Görgü tanıklarının ifadelerinden söz eden Prof. Dr. Taha Niyazi Karaca, “Öyle büyük bir kıtlık ki nüfusun neredeyse yüzde 60’ı bölgede eksilmişti. Bir evde 10 kişi yaşıyorsa bunun 6 veya 7’sinin hayatını kaybettiği hatta kokmaması için cesetlerin sokağa atıldığını anlatıyorlar” dedi.

“Dış borçlar ödenemedi, bu felaketin yaraları sarılmaya çalışıldı”

Kıtlıktan sonraki süreçte neler yapıldığını anlatan Karaca, “Böyle bir felaket yaşanınca Osmanlı Devleti, felaketin yaralarını sarabilmek amacıyla kaynaklarını kıtlığın yaşandığı bölge için kullandı. 6 Ekim 1875’te borçlarını ödeyemediğini ilan eden Osmanlı Devleti ancak anapara ödemesi yapabileceğini açıkladı. Bu açıklamanın ardından Avrupalı ülkeler Osmanlı Devleti’ni ötekileştirmeye başladılar. Avrupa’da Balkanları ve etnik azınlık unsurları kışkırtmaya yöneldiler. 1876 baharında Bulgar ayaklanması başladı. Bulgarların Türk köylerini basmasına ve Türkleri öldürmesine rağmen, Türklerin 200 bin Bulgarı öldürdüğüne dair kamuoyu oluşturan Avrupa devletleri olayları Osmanlı Devleti’nin aleyhine çevirdiler. Bu kara propaganda Rusya’nın Osmanlı Devleti’ne savaş açmasına neden olan süreci de başlattı. Tarihimize ’93 Harbi’ olarak geçen büyük felaket bu olayların ardından ortaya çıktı. Kıtlıktan sonraki ikinci büyük felaket bu savaştır. Balkanlardan milyonlarca insan yerinden yurdundan edildi. On binlerce insan katledildi. On binlercesi de İç Anadolu’ya sürgüne gönderildi. Bu olaylar ‘muhacirlik’ kavramını ortaya çıkardı” diyerek tarihî sürecin ayrıntılarına değindi.

“Kıtlık felaketi hem bölgesel hem de toplumun yaşam alışkanlıklarını etkiledi”

“Kıtlık felaketi hem bölgesel olarak hem de toplumun yaşam şeklini, ekonomisini, yaşam alışkanlıklarını etkiledi. Ama aynı zamanda siyasal bir sürecin başlayarak Osmanlı Devleti’nin karşılaştığı en büyük felaketlerin tetikleyicisi durumuna geldi” diyerek sözlerini sonlandırdı.